Makaleler

Evlilik İletişim

Evlilik Terapisinde Evlilikte İletişim Hataları Nasıl Düzeltilir?

Evlilik terapisti eşlerin iletişim hataları konusunda farkındalıklarını arttırmalarına yardımcı olur. İletişim hataları ve düzeltme yöntemleri evlilik terapisinde ele alınır.

Evlilikte iletişim hataları

Yıkıcı eleştiri: Eşlerin, birbirlerinin olumsuz yönlerine odaklanmaları ve olumlu yönlerini görememeleri sonucu birbirlerini incitecek şekilde eleştirmeleridir. Örneğin, “sen beni üzmekten zevk alıyorsun.”

Genelleme: Eşlerin birbirlerinin kişilik özelliklerini içeren yargı, eleştiri ve genellemeler yapmalarıdır. Örneğin, “sen zaten hep bencilsin.”

Akıl okuma ve yıkıcı niyet geliştirme: Eşlerin birbirlerinin söylediklerinden çok, söylemediklerini anlamaya ya da söylenenlerin arkasındaki niyeti anlamaya çalışmalarıdır. Örneğin, “bunu benim iyiliğim için yaptığını söylüyorsun ama senin asıl niyetin beni aşağılamak.”

Geçmişi getirme: Eşlerin, geçmişte yaşanan olayları hatırlatarak iletişimi bozmalarıdır. Örneğin, “evliliğimizin ilk yıllarında ailenin bana yaptıklarını asla unutmayacağım.”

Kendini bütünüyle haklı görme: Kendini bütünüyle haklı, eşini ise bütünüyle haksız konuma düşürme çabası sonucu iletişimin kesilmesidir. Örneğin, “evliliğimiz boyunca hiçbir tartışma benim yüzümden başlamadı.”

Eşlerin kendi davranışları ile ilgili olarak sorumluluk almaması: Eşlerden birinin kendisinin yaptığı hataların ve davranışların sorumluluğunu kabul etmemesi sonucu iletişimin kesilmesidir. Örneğin, “beni kızdırıyorsun ve ben de işte bu yüzden saldırgan oluyorum.”

İşi yokuşa süren ifadeler: Örneğin, “şimdi çaba gösteriyorsun ama artık çok geç bunları beş yıl önce yapmalıydın.”

Mantığı silah olarak kullanma: Örneğin, “madem aynı görüşte değiliz, o halde benim dediklerimi çürüt, senin dediklerini yapalım.”

Ses tonunu yükseltme: Eşlerin ses tonunu yükseltmesi çoğunlukla iletişim bozulmasına yol açar.

Eşlerden birinin danışman rolünü üstlenmesi: Örneğin, “senin durumunu anlıyorum, bundan sonra doğruyu bulmana yardımcı olacağım.”

Dinlemenin seviyeleri

Duymak: Sadece kelimeler duyulur. Dinleyici hiçbir mesaj almaz.

İşitmek: Kelimeler ve ifade ettikleri duyulur. Konuyu netleştirmek için soru sorulur.

Aktif Dinlemek: Söylenenlerin altındaki duygular dinlenir. Konuşanın hissettikleri gözlemlenir. Eşinizle iletişiminizde onu aktif olarak dinlemeniz gerekir.

 

Hatalı dinleme biçimleri

 

Görünüşte Dinleme (Maske takarak dinleme): Dinliyor gibi görünme ancak gerçekte dinlememe şeklidir.

Seçerek Dinleme: Kişilerin dinlediklerini tecrübe, ortam ve beklentilerine uygun şekilde seçerek algıladığı dinleme şeklidir.

Savunucu Dinleme: Daha çok alıngan kişilerin genel konularda söylenenleri üzerine alınarak dinlemeleri ve savunmaya geçmeleridir.

Saplantı Dinleme: Ön yargılarla karar vermiş olarak dinleme şeklidir.

Tuzak Kurucu Dinleme: Karşısındakinin ağzından bir şeyler koparabilme amacıyla kasıtlı sorular sorma veya cevapların işine gelen tarafını alma şeklinde bir dinlemedir. Gazeteciler bunu iyi yaparlar.

Yüzeysel Dinleme: Dinleyicinin seviyesinin yetersizliğinden veya işine gelmemesinden dolayı konuşanın kastettiğinin dışında anlamlar çıkarmasıdır.

Yalnız Konuşma: Kişinin karşısındakinin söylediklerini dikkate almadan kendi söyleyeceğini söylemeye çalışmasıdır. Ancak bazen sevinç, üzüntü, şaşkınlık gibi duyguların ani ve aşırı yüklenmesiyle kişinin kendi kendine kısa süreli mırıldanmaları bunun dışındadır ve o doğal bir davranıştır.

 

İletişim hatalarını düzeltmeye yönelik örnekler

“Sen beni incitmekten zevk alıyorsun” yerine “senden bunları duymak beni çok incitti.”

“Beni her zaman başkalarının yanında aşağılıyorsun” yerine “geçen gün başkalarının yanında söylediklerin beni çok utandırdı.”

“Beni kızdırıyorsun ve ben de işte bu yüzden saldırgan oluyorum” yerine “bazen öfkeme hakim olamıyorum.”

“Madem aynı görüşte değiliz, o halde benim dediklerimi çürüt, senin dediklerini yapalım” yerine “senin söylediklerin aklıma yatmasa da, eğer çok istiyorsan bunu senin için yapabilirim.”

“Şimdi çaba gösteriyorsun ama artık çok geç, bunları beş yıl önce yapmalıydın” yerine “beş yıldır yapmadığın davranışları bugün yapıyor olman beni çok mutlu ediyor.”

Doğru iletişimin sonuçları

Eşiniz yargılanmadığı için başlangıçta söylemeyi düşündüğünden daha fazlasını söyleyebilir

Kendisi ile ilgili temelde yatan esas sorunun farkına varabilir

Yaşanmış ve bitmiş bir olay ile ilgili çözümsüzlüğü kabullenir

“Anlaşıldım” duygusunu yaşar ve kendisini iyi hisseder

Amacını aşan bir şey söylediğinde, bunu fark edip kendisini düzeltebilir

Sizi dinlemeye ve anlamaya hazır hale gelir

Evlilikte uyum

Evlilikte uyumu etkileyen birçok faktör vardır. Eşler arasında uyum ne kadar yüksekse, evliliğin o kadar sağlıklı olduğu söylenebilir.

Sağlıklı evliliğin özellikleri

Sağlıklı bir evlilikte eşler, birbirleriyle uyum sağlayabilecek, sağlam bir denge kurabilecek ve birbirlerini tamamlayabilecek özelliklere sahiptirler. Bu özellikler:

  • Yaşamın anlamı, idealler, değerler, inançlar ve amaçlar konusunda uyum,
  • Ruhsal uyum,
  • Fiziksel ve cinsel uyum,
  • Eşin kişisel özelliklerini kabullenebilme ve saygı gösterebilme yeteneği,
  • Ailenin işlevleri ve gerekliliği konusunda inanç, kararlılık ve irade,
  • Eşlerin her biri konumları, işlevleri, hak ve sorumlulukları konusunda açık ve net bir anlayışa sahiptirler.
  • Eşler arasında ve eşlerin diğerleriyle olan ilişkilerinde geçerli olacak kurallar belirlenmiştir.
  • Ortak kararlara uyulmaması halinde hangi sonuçların ortaya çıkacağı eşler tarafından açık ve net olarak bilinir.
  • Aile içinde fiziksel, sözlü, duygusal ya da ekonomik şiddet asla söz konusu olmaz.
  • Organizasyonel bir yapı olan ailede de bir hiyerarşi söz konusudur. Aileyi ilgilendiren önemli kararların alınmasında, aile bireylerinin her biri, konumlarına ve işlevlerine göre kararlara katılım sorumluluğunu üstlenirler.
  • Eşler, fikirlerini, duygularını, isteklerini ve eleştirilerini, herhangi bir korku ve kaygıya kapılmadan ifade edebilirler.
  • Eşler, kendi davranış ve tercihlerini, birbirlerinin hak ve yetkilerini çiğnemeyecek şekilde belirleme hakkına ve ‘kendi’leri olma özgürlüğüne sahiptirler.
  • Çatışmalı durumlarda, eşlerin empatik yaklaşım geliştirme, çatışma çözme ve uzlaşma becerileri gelişmiştir.
  • Eşler, kendi yaşamsal planlarıyla, evlilik ilişkisi arasında ölçülü bir bağ kurabilme becerisini gösterebilirler.
  • Birbirlerinin yaşamsal özgürlüklerine ve sorumluluklarına, gelişim fırsatlarına müdahale etmeden destekleyici ve tamamlayıcı bir çabayı ortaya koyabilirler.
  • Samimiyet, dürüstlük, açıklık becerileri yanında sevgi, şefkat ve merhamet duyguları da yeteri kadar gelişmiştir.
  • Yaşamsal zorluklara ve krizlere karşı direnç geliştirmişler ve yeterli donanımı edinmişlerdir.

 

Bu yazı yorumlara kapanmıştır.