Makaleler

çocuk terapisi eğitimi

Çocuğun Gelişiminde Oyunun Gücü

ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDE OYUNUN GÜCÜ

Oyun, çocuğun kendi başına öğrenebildiği, gelişebildiği, kendini ifade edebildiği, sonucunu düşünmeden eğlenebildiği bir ortamdır. Yetişkinler kendilerine göre belli bir kelime haznelerine sahipken çocuklar ise henüz yetişkinler kadar zengin olmayan sözel kendini ifade yöntemlerini oyunlar üzerinden gerçekleştirirler. Oyun; çocuğun kendini ifade etmesi, kuralları kendisi deneyimleyerek oluşturması ve öğrenmesi, hayal ve gerçek arasındaki bir köprü, çocuğun iç dünyasının dışavurumu, enerjisini dışa aktardığı, sosyal ve ahlaki değerleri öğrendiği bir ortam olarak da ifade edilebilir.

Çocuk hareket içeren oyunlar oynarken bedensel olarak vücudunu harekete geçirir ve kas sistemini güçlendirir. Var olan enerjisini toplumda kabul edilebilir bir şekilde dışarıya vurarak rahatlamayı sağlar. Çocuk oyun ile enerjisini dışarı aktarırken kendisiyle ilgili yaşantıları da ortaya koyar. Bir çocuk ev temalı bir oyun oynuyorsa oyunun içeriğinde kendi evine, ailesine dair ipuçları bulunabilir. Bu nedenle oyun, çocuğun tanınmasında değerli bir araç niteliği taşır. Var olan sorunların ortaya çıkarılmasında, yapılan gözlemlerle çocuğun kendini oyun ile anlattığı dil, çözülerek farkındalık yaratılabilir. Aynı zamanda çocuk oyun içinde kendi güç ve yeterliliklerini de test ederek kendisinin farkına varabilir. Neyi yapıp neyi yapamadığını oyun içinde test ettikten sonra bunu gerçek yaşamda uygulamak adına hazırlık yapmış olur. Çocuk oyunda birbirinden farklı oyuncaklarla oynadıkça, onları tanır ve kavrar. Bu şekilde çeşitli şekilleri ve nesneleri öğrenir. Bazı becerilerin kazanılmasında sıkıntı yaşayan çocuklar bunu oyunlardaki resimler, boyalar ve el işi faaliyetleriyle geliştirebilirler. Sıkıntı yaşadığı sorunları çözerken baş etme ve uyum sağlama becerilerini de kazanabilir. İnsanların kendilerini iyileştirme güçlerinin olduğu fikrinden yola çıkılarak bu gücün oyun esnasında çocukta ortaya çıktığı ve kendi kendisini iyileştirebildiği söylenebilir. Oyun içinde kendi dünyasını yaratan çocuk o ortama egemen olur ve kendi değerinin farkına varır. Kontrolün kendisinde olduğunu hissettiğinde çocuk özgürleşerek yaratıcılığını gösterebilir ve yeterliliklerini arttırabilir.

Çocuk yalnız oyun oynayabildiği gibi arkadaşlarıyla da oyunlar kurabilir. Arkadaşlarıyla oyunlar oynadıkça sosyal becerilerini geliştirmeye başlar. Toplumsal kuralları, işbirliğini oyun içinde öğrenir. İlkokul döneminde var olan benmerkezcilik, grupla oynanan oyunlarda çocuğa sadece kendisinin olmasının dışında başkalarının olduğunu da fark ettirir. Çocuk ailesinden ve okuldan toplumsal kuralları öğrenir ancak; oyunda bunları uygulayarak kurallara uymanın zorunluluğunu içselleştirir. Oyun kurabilen bir çocuk liderlik becerilerini geliştirirken, arkadaşlarıyla iletişim kurdukça da sözel ifade becerisini güçlendirir.

Çocukların oynadıkları oyuncaklara gerçek yaşamdaki nesneler, insanlar, şekiller gibi bakıldığında oyun esnasında kurdukları dünyayı gerçek yaşamın bir yansıması olarak değerlendirmek ve bu dünyada onlar izin verdikleri sürece onlarla oynayabilmek çocuklar ve yetişkinleri bir adım daha yakınlaştıran bir unsurdur.

Sıla Getir Aydoğan

Uzman Psikolojik Danışman

“Çocukların oyunu oyun değil, onların en gerçek uğraşıdır.”

MONTEIGNE

Bu yazı yorumlara kapanmıştır.