Makaleler

İlişkilerde Şema Kimyası

Şema Kimyası: İlişkilerde Tekrarlayan Seçimler

İlişkilerde Geçmişin İzleri ve Tekrarlayan Döngüler

Birçoğumuzun hayatında tekrar eden bir senaryo vardır: Farklı kişilerle ilişkilere başlarız, ancak bir süre sonra benzer sorunlarla karşılaşırız. Neden sürekli aynı tür insanlara çekim duyuyoruz? Bu döngünün altında derin bir psikolojik dinamik yatıyor olabilir: Şema Kimyası. Şema kimyası, bilinçdışı süreçler yoluyla, geçmişte yaşadığımız deneyimlerin bugünkü ilişkilerimizde kendini tekrar eden bir döngü yaratmasıdır.

Şema Teorisi Nedir?

Şema teorisi, erken çocukluk deneyimlerimizle şekillenen düşünce kalıpları ve duygusal tepkiler bütününü ifade eder. Psikolog Jeffrey Young tarafından geliştirilen bu teoriye göre, çocuklukta yaşadığımız temel duygusal ihtiyaçların karşılanıp karşılanmaması, ileride nasıl ilişkiler kuracağımızı ve insanlarla nasıl bağlar geliştireceğimizi etkiler. Bu ihtiyaçlar arasında sevgi, güvenlik, kabul edilme, otonomi (özerklik), duygusal destek ve değer görme bulunur.

Romantik İlişkilerde Geçmişin İzleri

Eğer çocuklukta bu temel ihtiyaçlar yeterince karşılanmadıysa, bu duruma ilişkin şemalar oluşur. Şemalar, zihnimizin kalıcı inanç kalıplarıdır ve olumsuz şemalar, yetişkinlikte olumsuz davranış ve ilişki modellerine neden olabilir. Örneğin, eğer bir çocuk sevgi ve ilgi konusunda ihmal edildiyse, “Ben sevilmeye layık değilim” gibi bir şema geliştirebilir. Bu şema, yetişkinlikte kişinin ilişkilerinde sürekli sevgisiz, ilgisiz partnerleri seçmesine veya onlara çekim duymasına yol açabilir. Çiftlerde şema terapi eğitimi almış olan çift terapisti ve uzman psikologlar, romantik ilişkilerde yaşanan sorunlar için şema terapi yöntemini kullanarak çiftlere etkili biçimde yardımcı olabilirler.
Çiftlerde şema terapi, bireylerin erken yaşlardan itibaren geliştirdikleri ve ilişkilerinde etkili olan düşünce kalıplarını (şemaları) anlamaya ve dönüştürmeye odaklanır. Bu terapi türü, çiftlerin çocukluk deneyimlerinden kaynaklanan temel ihtiyaçlarının nasıl karşılanmadığını anlamalarına ve bunun ilişkilerindeki sorunlara nasıl yansıdığını fark etmelerine yardımcı olur. Özellikle duygusal tetiklenmelerin kökenini inceleyerek, sağlıksız davranış döngülerini kırmayı ve çiftlerin daha güvenli, sevgi dolu bir ilişki kurmasını hedefler. Empati ve iş birliği sürecin önemli unsurlarıdır.

Şema Kimyası: Neden Benzer İnsanlardan Hoşlanıyoruz?

Şema kimyası, bilinçdışı olarak, çocuklukta oluşturduğumuz şemalara uygun insanları çekici bulmamıza neden olur. Zihnimiz, tanıdık ve bildik olanı tekrar etme eğilimindedir, bu yüzden geçmişte bize zarar veren veya duygusal ihtiyaçlarımızı karşılamayan ilişki modellerine geri döneriz. İşte bu yüzden, benzer karakteristik özelliklere sahip insanlara ilgi duymamız kaçınılmaz olabilir.

Örneğin:
– Değersizlik şeması olan bir birey, kendisini sürekli yetersiz ve değersiz hissetmesine neden olan partnerlere çekim duyabilir. Bu tür partnerler, kişinin değersizlik inancını pekiştirir.
– Terk edilme şeması olan biri, duygusal olarak uzak, bağlanmaktan kaçınan ya da güvenilmez partnerleri tercih edebilir. Bu durum, kişinin terk edilme korkusunu tekrar yaşamasına neden olur.
– Bağımlılık şeması olan kişiler ise kendilerine bakan ve onlar için karar veren, baskın partnerlere çekilebilirler. Bu tür bir partner, kişinin bağımsızlık geliştirme korkusunu pekiştirir.

Bu kişilerle kurulan ilişkiler ilk başta heyecan verici ve tutkulu görünse de, aslında kişinin şemalarını tetiklediği için zamanla sorunlara yol açar. Çünkü bu tür partnerler, şemanın içerdiği olumsuz inançları yeniden aktif hale getirir ve duygusal yaraları derinleştirir.

Şema Kimyasının Karanlık Yüzü: Neden Kırmak Zor?

Şema kimyasını kırmak, kişinin derinlerde kökleşmiş inançlarını sorgulamasını gerektirir, bu da kolay bir süreç değildir. Şemalar tanıdık ve güvenli gelir, çünkü çocukluktan itibaren bizi şekillendirmişlerdir. Dolayısıyla bu kalıpları kırmak, güvenlik hissimizi sarsabilir. Kişi, duygusal olarak ne kadar yıkıcı olursa olsun, şemasına uygun insanlarla ilişki kurarak bilinçdışı bir rahatlama yaşar, çünkü tanıdık olan, belirsiz olandan daha güvenli gelir.

Bu kimyayı kırmak zordur çünkü:
– Kendini doğrulama: Kişi, şemasını doğrulayan ilişkileri seçer. Örneğin, değersizlik şeması olan biri, kendisini değersiz hissettiren partnerlerle birlikte olduğunda, “biliyordum, gerçekten değersizim” diyerek şemasını yeniden doğrular.
– Bilinenin Rahatlığı: Şema ne kadar olumsuz olursa olsun, tanıdık bir şeydir. Dolayısıyla, kişi yeni ve sağlıklı ilişkilere adım atmaktan korkabilir, çünkü bu tür ilişkiler bilinmeyen bir duygusal bölgeyi temsil eder.

Şema Kimyasını Fark Etmek ve Kırmak

Şema kimyasını fark etmek, ilişkilerde sağlıklı seçimler yapmanın ilk adımıdır. Bu farkındalık süreci, kişinin kendi şemalarını tanımasını ve bu şemaların etkisinde yaptığı hatalı seçimleri anlamasını içerir. Şemalarınızı fark ettiğinizde, aynı döngüyü tekrar etmek yerine daha bilinçli tercihler yapmaya başlayabilirsiniz.

1. Şemaların Farkına Varın: Çocukluk deneyimlerinizin yetişkin ilişkilerinizi nasıl etkilediğini anlamak için kendi şemalarınızı tanıyın. Hangi temel inançlar sürekli olarak ilişkilerinizde ortaya çıkıyor?

2. İlişki Seçimlerinizi İnceleyin: Geçmişteki ilişkilerinizi gözden geçirin. Hangi tip insanlara çekim duydunuz? Bu kişilerin ortak özellikleri neydi? İlişkilerde sürekli olarak hangi sorunlarla karşılaştınız?

3. Şema Kimyasına Karşı Sağlıklı Kimya: Sağlıklı bir ilişki kurmak, sadece şemalarınıza uyan bir partner değil, aynı zamanda duygusal ihtiyaçlarınızı karşılayan ve size kendinizi iyi hissettiren bir partner seçmeyi gerektirir. Şemalarınızın farkına vararak, olumsuz şema kimyası döngüsünü kırabilirsiniz.

4. Profesyonel Yardım Alın: Şema kimyası derin bir psikolojik süreçtir ve kendi başınıza anlamak zor olabilir. Bir terapist yardımıyla şemalarınızı fark edebilir, sağlıklı ilişkilere adım atma yollarını öğrenebilirsiniz.

Sonuç
Romantik ilişkilerde sürekli benzer insanlara çekim duymak, geçmişten gelen şemaların etkisiyle açıklanabilir. Bu döngü, güvenli ve tanıdık şemaların etkisi altında hareket etmemize neden olsa da, genellikle tatmin edici ve sağlıklı ilişkiler yaratmaz. Şema kimyasını fark ederek ve geçmişimizden gelen bu kalıpları aşarak, daha sağlıklı ve doyum sağlayan ilişkilere adım atmak mümkündür.

Aldatma Sonrası Çift Terapisi

Aldatılma Sonrası Çift Terapisi

Aldatılma Sonrası Çift Terapisi: Güvenin Yeniden İnşası

Aldatılma, bir ilişkide veya evlilikte yaşanan en derin yaralardan biridir ve iki taraf için de büyük bir duygusal yıkım yaratabilir. İlişkideki sadakat, güven ve bağlılık duyguları sarsıldığında, çiftlerin tekrar bir araya gelmesi zor olabilir. Ancak aldatılma, her zaman ilişkinin sonu anlamına gelmez. Çift terapisi, bu zorlu süreçte çiftlerin birbirini anlamasına, iyileşmesine ve ilişkilerini yeniden inşa etmesine yardımcı olabilir. Peki, aldatılma sonrası çift terapisinde neler yaşanır ve çiftlerin ilişkisini kurtarması nasıl mümkün olabilir?

Aldatma Sonrası Yaşanan Duygusal Zorluklar

Aldatma, çiftler arasında derin bir güven kaybı yaratır ve bu kaybı telafi etmek zaman ve sabır gerektirir. Aldatılan taraf, genellikle yoğun bir öfke, hayal kırıklığı ve kırgınlık hissederken, aldatan kişi de suçluluk ve pişmanlık duygularıyla başa çıkmak zorundadır. Bu süreçte yaşanan yaygın duygusal zorluklar şunlardır:

1. Güvensizlik ve Şüphecilik:
– Aldatılan kişi, eşine veya partnerine karşı duyduğu güveni kaybetmiştir ve ilişkideki her adımından şüphe eder hale gelir. Geçmişte yaşanan tüm olaylar sorgulanmaya başlanır ve güvenin yeniden inşa edilmesi oldukça zorlu olabilir.

2. Özsaygı ve Kendilik Algısının Zedelenmesi:
– Aldatılan kişi, kendi değerini ve yeterliliğini sorgulamaya başlar. “Neden ben?” sorusuyla sık sık yüzleşir ve bu durum, özsaygısını ciddi şekilde zedeler.

3. Suçluluk ve Pişmanlık:
– Aldatan kişi ise yaşananların sorumluluğunu taşıma ve eşini/partnerini incittiği için pişmanlık duyma süreçleriyle başa çıkmak zorundadır. Bu, genellikle utanç ve kendini suçlama duygularıyla birleşir.

4. İletişim Kopukluğu ve Duygusal Mesafe:
– Aldatmanın ardından çiftler arasında derin bir iletişim kopukluğu yaşanabilir. Duygusal olarak mesafelenmek, sorunların çözülmesini daha da zorlaştırabilir.

Aldatma Sonrası Terapide Çift Terapisinin Rolü

Aldatılma sonrası çift terapisi, çiftlere ilişkilerini onarma, duygusal yaralarını iyileştirme ve güveni yeniden inşa etme konusunda rehberlik eder. Bu süreçte, tarafsız bir üçüncü göz olan terapist, çiftlerin duygularını ve yaşadıkları zorlukları açıkça ifade etmelerine yardımcı olur.

1. Duygusal Hasarı Anlama ve Kabul Etme
– Terapide ilk adım, aldatma nedeniyle her iki tarafın da yaşadığı duygusal hasarın anlaşılmasıdır. Bu süreç, hem aldatan hem de aldatılan kişinin hislerini paylaşmasına ve birbirlerini anlamaya başlamasına olanak tanır. Terapist, tarafların yaşadığı acıyı ve hayal kırıklığını ifade etmeleri için güvenli bir alan sunar.

2. Aldatma Nedenlerini Keşfetme
– Aldatma, genellikle bir ilişki içinde zaten var olan bazı sorunların yüzeye çıkmasına neden olur. Aldatmanın ardındaki temel sebepler, evlilik terapisinde ayrıntılı bir şekilde incelenir. İletişim eksikliği, duygusal boşluklar, bağlanma sorunları veya partnerlerden birinin kendi içsel ihtiyaçlarını karşılayamaması gibi faktörler tartışılır. Bu noktada terapist, aldatmanın yalnızca bir sonuç olduğunu ve altta yatan sorunların anlaşılması gerektiğini vurgular.

3. Güvenin Yeniden İnşası
– Terapinin en zorlu aşamalarından biri, güveni yeniden inşa etmektir. Bu süreç zaman alır ve her iki tarafın da aktif bir şekilde katkı sağlamasını gerektirir. Aldatan taraf, dürüstlük ve şeffaflıkla yaklaşarak güveni yeniden kazanmaya çalışır. Güvenin yeniden inşası, açık iletişim, sadakat ve partnerin ihtiyaçlarına duyarlılık göstererek gerçekleştirilir.

4. İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi
– Aldatılma sonrası, çiftler genellikle birbirlerine nasıl yaklaşacaklarını ve duygularını nasıl ifade edeceklerini bilemezler. Evlilik terapisi, çiftlere sağlıklı iletişim kurma becerilerini öğretir. Duyguların, ihtiyaçların ve sınırların net bir şekilde ifade edilmesi, güvenin yeniden inşasında önemli bir rol oynar.

5. Bağışlama ve İyileşme
– Bağışlama süreci, hem aldatılan hem de aldatan taraf için oldukça zorlayıcıdır. Terapide, bağışlama, bir zayıflık ya da teslimiyet olarak değil, iyileşme ve ilişkide ilerleme yolunda atılan bir adım olarak ele alınır. Bağışlama, kişinin kendi içsel barışını bulmasına da yardımcı olabilir.

6. İlişkinin Yeniden Tanımlanması
– Aldatma sonrası, çiftler evliliklerini yeniden tanımlama fırsatı bulabilirler. Bu süreç, geçmişteki hatalardan ders çıkararak gelecekte nasıl bir ilişki istediklerini belirlemelerini sağlar. Terapist, çiftlere ilişkilerini yeniden yapılandırma ve daha güçlü bir temel üzerine inşa etme yollarını gösterir.

Çift Terapisinde Ortak Sorular ve Tartışmalar

Çift terapisinde, çiftler genellikle şu sorularla yüzleşirler:

– Aldatma neden gerçekleşti?
– İlişkide hangi duygusal ihtiyaçlar karşılanmadı?
– Partnerime tekrar güvenebilir miyim?
– İlişkimiz bu süreçten sağlıklı bir şekilde çıkabilir mi?
– Aldatmanın etkilerini nasıl hafifletebiliriz?

Bu sorular, çiftlerin aldatma sonrası evliliklerini veya ilişkilerini yeniden değerlendirmelerine ve ilişkilerini onarma sürecine katkıda bulunur.

Aldatılma Sonrası İlişkide Umut Var mı?

Aldatılma sonrası çift terapisinin amacı, çiftlerin yaşadıkları duygusal yaraları anlamalarına ve iyileşmelerine yardımcı olmaktır. Her ne kadar aldatma, bir ilişkinin temelini sarsan bir deneyim olsa da, çiftlerin terapide doğru yönlendirme ve destek ile yeniden güven, bağlılık ve sevgi inşa etmesi mümkündür. Ancak bu süreç zaman, sabır ve karşılıklı çaba gerektirir.

Aldatma sonrası çift terapisi ile sunulan fırsat, yalnızca aldatmanın etkilerini iyileştirmekle kalmaz; aynı zamanda çiftlerin birbirlerini daha derinlemesine anlamalarına, duygusal ihtiyaçlarını keşfetmelerine ve ilişkilerini daha sağlıklı temeller üzerine yeniden inşa etmelerine olanak tanır.

Uzman Psikolog / Çift Terapisti
Narsist ile İletişim

Narsistle Baş Etmenin 10 Yolu

Narsist Kişilerle Baş Etmenin 10 Yolu: Kendi Gücünüzü Geri Kazanın

Narsist bir kişiyle başa çıkmak için etkili yollar vardır. Narsist kişilerle ilişkiler zorlayıcı olsa da, narsistlerle ilişkilerdeki zorluklarla baş etmenin yöntemleri vardır.

Bir narsistle ilişki kurmak, derin duygusal yaralara, kendine güven kaybına ve sürekli bir hayal kırıklığına neden olabilir. Narsist bireyler, başkalarının duygularını görmezden gelirken kendi ihtiyaçlarını ön planda tutarlar. Manipülasyon, küçümseme ve duygusal istismar, narsistle karşı karşıya kalan kişilerin sıkça deneyimlediği durumlardır. Peki, bu zor ilişkilerde nasıl ayakta kalabilirsiniz?

İşte narsistle baş etmenin 10 etkili yolu:

Devamı

Aldatma Psikolojisi Aldatılma Psikolojisi

Aldatma – Aldatılma Psikolojisi

Aldatma, aldatılma ve aldatılma sonrası iyileşme sürecinde terapi talebiyle sıklıkla karşılaşıyoruz. Aldatma psikolojisi ve aldatılma psikolojisi oldukça karmaşıktır.

Aldatma birçok ilişkiyi tehdit eden karmaşık bir konudur. Hem duygusal hem de fiziksel boyutları olan bu davranış, ilişkilerin temel yapı taşlarını sarsabilir. Aldatma, yalnızca bir kişinin başka birine sadakatsizliği değil; aynı zamanda güven, bağlılık ve sadakat kavramlarının derin bir sorgulamasıdır. Peki, insanlar neden aldatır? Aldatmanın arkasındaki motivasyonlar nelerdir ve bu durum ilişkilerde nasıl bir etki yaratır?

Devamı

Narsistle Aşk Filminin Psikolojik Analizi

Narsistle Aşk Filminin Psikolojik Analizi

Narsistle Aşk filmi Orjinal adıyla L’Amour et les Forêts (2023), Valérie Donzelli’nin yönetmenliğini yaptığı, narsist kişilik, hayatta kalma, toksik ilişkiler ve bireysel özgürlüğün kaybını derinlemesine inceleyen bir Fransız dram filmidir. Film, bir kadının narsist eşiyle toksik ve manipülatif bir ilişki içinde yaşadığı psikolojik baskıları konu alır ve bu süreçte kendini yeniden bulma mücadelesini işler. Başrollerde Virginie Efira’nın canlandırdığı Blanche ve Melvil Poupaud’un oynadığı kocası Grégoire arasındaki ilişki, aşkın karanlık bir yüzünü ortaya koyar.

Devamı

İlişkilerde Tekrar Eden Kalıplar: Neden Hep Aynı Sorunlarla Karşılaşıyoruz?

Devamı

Çift Terapisi İlişki Terapisi

Eş Seçiminde Şemalar

Eş seçiminde etkili olan şemalar, bireylerin geçmiş deneyimlerinden ve çocukluk dönemindeki ilişkilerinden kaynaklanan derin psikolojik kalıplardır. Şema terapi, bu kalıpların ilişkiler üzerindeki etkilerini inceler ve bireyin neden belirli türde partnerlere çekim duyduğunu açıklar. Eş seçimi, bilinçli tercihlerden çok, bireyin sahip olduğu şemalarla yakından ilişkilidir. İşte bazı yaygın şemalar ve bu şemaların eş seçimindeki etkileri:

Devamı

İlişki Terapisti

İlişki Terapisti

İlişki Terapisti: Çiftlerin Duygusal Bağlarını Güçlendiren Uzman

İlişkiler, hayatımızın en önemli ve karmaşık parçalarından biridir. Eşler, partnerler ya da aile bireyleri arasındaki dinamikler; derin duygusal bağlar, beklentiler ve bazen de çatışmalar içerir. Bu karmaşık yapı içinde, zaman zaman anlaşmazlıklar, iletişim problemleri ve duygusal mesafeler oluşabilir. İşte bu noktada, bir ilişki terapisti devreye girer.

Devamı

Narsistle ilişkide sorunlar

Narsist ile İletişim

Eğer yaşamınızda narsistik özelliklere sahip bir partneriniz/eşiniz varsa, iletişimde sabırlı ve dengeli olmanız çok önemlidir. Narsistik kişilik özelliklerine sahip eşiniz, bilerek ve isteyerek yapmasa bile, sık sık sizin sınırlarınızı zorlayacak ve sabrınızı test edecektir. Sizi eleştirecek, düşüncelerinizi değersiz görecek, yaptıklarınızı beğenmeyecek ve size kendinizi yetersiz hissettirecektir. Ancak, burada unutmamanız gereken önemli bir nokta var: Eşiniz size karşı kasıtlı olarak bu şekilde davranmıyor.

Devamı

İzmir Psikolog

İzmir’de Psikologlar

İZMİR PSİKOLOG

İzmir psikolog yardımı arayanlar için birçok seçenek sunan bir şehirdir. İzmir'de çeşitli terapi yöntemleri uygulayan birçok psikolog vardır. İzmir, Türkiye'nin üçüncü büyük şehri ve Ege Bölgesi'nin önemli bir merkezi olarak, psikolojik sağlık hizmetleri alanında geniş bir yelpazeye sahiptir. Psikolojik destek arayanlar için de birçok seçenek sunan İzmir'deki psikologlar, çeşitli terapi yöntemleri ve uzmanlık alanları ile hizmet vermektedirler. İzmir'deki psikologlar hakkında detaylı bilgiler:

İzmir’de Psikolog Seçenekleri

İzmir'deki psikologlar, hem devlet hastanelerinde hem de özel kliniklerde hizmet vermektedir. İzmir psikolog önerisine ihtiyaç duyan kişiler ve psikolojik destek almak isteyenler için birçok alternatif bulunmaktadır:

1. Devlet Hastaneleri ve Üniversite Hastaneleri:
- İzmir’deki devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinde görev yapan psikologlar, psikolojik değerlendirme ve tedavi hizmetleri sunmaktadır. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ege Üniversitesi Hastanesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi gibi büyük sağlık kuruluşlarında psikolojik destek alabilirsiniz. Bu hizmetler genellikle sigorta kapsamında olduğundan, maliyet açısından da avantajlıdır.

2. Özel Klinikler ve Psikolojik Danışmanlık Merkezleri:
- İzmir'de birçok özel psikolojik danışmanlık merkezi bulunmaktadır. Bu merkezlerde, bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi, çocuk ve ergen terapisi gibi çeşitli hizmetler sunulmaktadır. Özel kliniklerde çalışan psikologlar genellikle belirli alanlarda uzmanlaşmış olup, daha spesifik sorunlar için de destek sağlayabilirler.

3. Online Terapi Hizmetleri:
- Son yıllarda, online terapi hizmetleri de oldukça popüler hale gelmiştir. İzmir'deki psikologların birçoğu, yüz yüze seansların yanı sıra online seanslar da sunmaktadır. Online psikolog ile online terapi hizmeti, özellikle pandemi döneminde veya fiziksel olarak kliniklere gitme imkanı olmayan kişiler için büyük bir kolaylık sağlamaktadır.

İzmir'de En İyi Psikologlar

İzmir'de psikolojik destek arayanlar için birçok seçenek bulunmaktadır. Devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri, özel klinikler ve online terapi hizmetleri gibi çeşitli alternatifler arasından ihtiyaçlarınıza en uygun olan psikoloğu seçebilirsiniz. İyi bir psikolog seçimi yapmak, terapi sürecinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle yukarıda belirtilen kriterlere dikkat ederek seçim yapmanız önerilir. İzmir'deki psikologlar, geniş bir yelpazede sundukları hizmetlerle, ruh sağlığınızı iyileştirmek ve yaşam kalitenizi artırmak için yanınızdadır.

İzmir Psikolog Ücretleri

İzmir'de özel klinikler ve psikolojik danışmanlık merkezlerinde ücretler değişiklik gösterebilir. 2024 yılı itibarıyla, İzmir'de özel bir psikologdan seans almak için ortalama ücretler şu şekildedir:

  • Bireysel Terapi Seansı: 1500 TL - 3000 TL arasında değişmektedir.
  • Çift Terapisi ve Aile Terapisi: 1600 TL - 3200 TL arasında değişmektedir.
  • Çocuk ve Ergen Terapisi: 1500 TL - 2500 TL arasında değişmektedir.
  • EMDR Terapisi: Seans başına 1600 TL - 2200 TL arasında değişmektedir.

İzmir'de Psikolojik Destek Alanları

İzmir'deki psikologlar, çeşitli alanlarda uzmanlaşmış olup, farklı ihtiyaçlara yönelik hizmetler sunmaktadır. Bu alanlardan bazıları şunlardır:

- Depresyon ve Anksiyete Tedavisi: Depresyon, anksiyete bozuklukları ve stres yönetimi konusunda destek sağlayan psikologlar, bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemlerle etkili tedavi sunarlar.
- Çocuk ve Ergen Psikolojisi: Çocuklar ve ergenlerle çalışan psikologlar, gelişimsel sorunlar, davranış problemleri, okul sorunları ve aile içi ilişkiler konularında yardımcı olurlar.
- Çift ve Aile Terapisi: İlişki sorunları, evlilik problemleri ve aile içi iletişim konularında çiftlere ve ailelere yönelik terapi hizmetleri sunulmaktadır.
- Travma ve EMDR Terapisi: Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi travma temelli sorunlar için özel olarak eğitim almış psikologlar EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi teknikler kullanırlar.
- Bağımlılık Terapisi: Madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı gibi sorunlarla başa çıkmak için uzmanlaşmış psikologlar, bireylere ve ailelerine destek sağlarlar.

İzmir'de Psikolog Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

İzmir'de bir psikolog seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta bulunmaktadır:

- Uzmanlık Alanı: İhtiyacınıza yönelik uzmanlaşmış bir psikolog seçmek, terapi sürecinin daha verimli olmasını sağlar.
- Eğitim ve Deneyim: Psikologun eğitim geçmişi ve deneyim süresi, alacağınız hizmetin kalitesini belirleyen önemli faktörlerdir.
- Referanslar ve Yorumlar: Daha önce hizmet almış kişilerin yorumları ve referansları, doğru psikoloğu seçmenizde yardımcı olabilir.
- Klinik veya Merkez Seçimi: Hizmet almak istediğiniz kliniğin veya merkezin lokasyonu, seans ücretleri ve sunduğu ek hizmetler de dikkate alınmalıdır.