Lohusa Depresyonu – Annelik Hüznü Nedir?
Lohusa dönemi, bir kadının doğum yaptıktan sonra yaşadığı yaklaşık 6 hafta süren bir dönemdir.Gebelik dönemi, bir anne için doğum ve doğum sonrası dönemde (lohusalık dönemi) oldukça önemli bir dönemdir.
Bebek sahibi olmak mutluluk,heyecan ve sevinç duygularını yaşatırken aynı zamanda bazı anneler için ebeveyn olmanın verdiği telaşa,endişeye ve korkuya sebep olur. Bu gibi durumlarda yeni bebek sahibi olmuş anneler, “annelik hüznü” diye adlandırılan lohusa sendromunu yaşarlar. Doğum sonrası depresyon, yeni anne olmuş kadınların yaklaşık olarak %70’inde görülmektedir.
Lohusa Sendromu (Annelik Hüznü) Nedir?
“Lohusa sendromu nedir?” sorusunun cevabı, özellikle yeni anne olmuş birçok kadın tarafından merak edilmektedir. Lohusa depresyonu, annede oluşan fizyolojik değişiklikten ziyade, yeni bir canlı dünyaya getirmenin verdiği rol ve sorumluluk,yaşam düzeninin değişmesi veya ebeveyn olmanın getirdiği kısıtlanmalardan dolayı, annenin doğum sonrası ilk iki haftadaki süreçte yaşadığı duygu değişimleridir.
Bu duygu değişimlerini yaşan anneler, doğum sonrasındaki süreçte kendisini genellikle korku,hüzün veya endişe içinde hissetmektedir.
Uyku yoksunluğu, duygusal kargaşa, “ya bebeğime bakamazsam ve ya yetemezsem” gibi korkular her annede aynı etkiyi yaratmamaktadır. Kimi anne bu durumun normal olduğunu düşünerek atlatırken, kimi anne ise kendini mutsuz hisseder ve depresyona girer. Bu doğum sonrasında hissdilen hüzün ve depresyon hali, lohusa depresyonu ya da bir diğer adıyla annelik hüznü olarak adlandırılmaktadır.
Lohusa Sendromu Nedenleri Nelerdir?
Lohusa sendromu ya da annelik hüznü, yeni doğum yapmış her kadını etkileyebilir. Fakat araştırmalarında bize gösterdiği gibi bu doğum sonrasında ki depresyon durumundan, bazı kadınlar buna daha yatkın olduğu için oldukça fazla etkilemektedir.
Daha önceden kendisi depresyon geçirmiş kadınlar veya akrabaları arasından daha önceden depresyon geçirmiş insanlar varsa, bu durum kadını daha yatkın hale getirebilir. Sadece geçmişinde depresyon olması değil aynı zaman da antidepresan kullanıp gebelik sırasında ilacı bırakan kadınlar da daha fazla risk altındadırlar.
Gebelik esnasında depresyon veya anksiyete belirtileri olan kadınların, doğum sonrasındaki süreçte depresyon geçirme olasılığı daha fazladır. Bu yüzden, gebelik sırasında mutsuzlukluk,kaygı,depresif ruh hali,huzursuzluk gibi belirtiler gösteren kadınların mutlaka bir uzmana görülmeleri gerekmektedir.
Lohusa depresyonunun bunlar dışında da birçok sebebi vardır. Bu sebepler;
- Evlilikte eş ile yaşanan sıkıntılı süreç ve zorluklar
- Ekonomik sorunlar
- Östrojen ve progesteron başta olmak üzere hamilelikte yükselen gebelik hormon seviyelerinin doğum sonrasında aniden düşmesine bağlı olarak duygusal dalgalanmalar yaratması
- Anneliğe hazır olmamak (bireysel kimliliğini yeterince pekiştirememiş, genç ve ergen anneler)
- Stresli bir ortam (ev,iş,yaşam koşulları)
- Geçmişten gelen travmatik olaylar
- İstenmeyen gebelik
Eğer siz veya çevrenizde yukarıda belirtildiği gibi belirtilen gösteren birisi varsa ve izmir psikolog arayışındaysanız, bizimle iletişime geçmeyi ihmal etmeyin.
Lohusa Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Lohusa depresyonu belirtileri, genel olarak doğumdan sonraki ilk 10 gün içinde hafif semptomlar ile kendini göstermektedir. Bu belirtiler hafif oldukları ve 2 hafta içinde azalarak kayboldukları için mühadele gerekmeyebilir. Fakat, özellikle geçmişte depresyon geçirmiş veya duygu durum bozukluğu olan annelerde 2 haftadan sonrasında da devam ediyor ise mutlaka bir uzman tarafından destek alınmalıdır.
Lohuse sendromu belirtileri, genel olarak tüm annelerde uykusuzluk,duygusallık ve halsizlik olarak kendini belli eder.Fakat bunların yanında da lohusa sendromu belirtileri oldukça fazladır. Lohusa sendromu yaşayan annelerde kendini gösteren semptomlar şunlardır;
- Çaresizlik hissi
- Dikkat ve konsantrasyon eksikliği
- Uyku bozuklukları
- Kendini değersiz hissetme
- Anksiyete ve depresif duygu durumu
- Bebeğe karşı ilgi,şefkat ve duygu eksikliği
- Kaygı
- Ağlama nöbetleri
- Aşırı duygusallık
- Hayattan keyif almama
- Yorgunluk
- İştahsızlık
- Öfke,sinir ve huzursuzluk duygularını hissetme
Doğum Psikozu ile Lohusalık Sendromu Arasındaki Farklılıklar Nelerdir?
Doğum psikozu yani bir diğer adıyla postpartum psikoz, doğum sonrası dönemde ortaya çıkan psikiyatrik bozuklukların en şiddetli olanıdır.Başlangıcı genellikle doğumdan 2 hafta sonradır.
Doğum sonrası psikozu, lohusa depresyonunun daha ağır bir halidir. Lohusa depresyonunun yaygın belirtileri ağlama krizleri,mutsuzluk,yorgunluk,unutkanlık veya dikkat dağınıklığı iken, doğum sonrası psikozun yaygın belirtileri halüsinasyonlar,hezeyanlar,bebeğe zarar verme düşüncesi ve ağır depresif belirtilerdir.
Doğum sonrası psikozu yaşayan kadınların, bebeği farklı bir nesne veya canlı görerek bebeğe zarar verme riski vardır. Bazı anneler bu dönemde, bu düşüncelerini eyleme dönüştürebilecekleri için dikkatli olunmalıdır. Araştırmalar sonucunda doğum sonrası psikoz ile özellikle bipolar bozukluklar ve majör depresif bozukluk gibi duygu durum bozukluklarının yakın ilişkisi olduğunu görülmektedir. Şizofreni veya bipolar bozuluk tanısı olan kadınların yaşama ihtimalı oldukça yüksektir.
Lohusa depresyonu bazı kadınlarda kendiliğinden geçerken, bazı kadınlarda ise bir psikolog tarafından bireysel terapi ile çözüme kavuşabilmektededir. Fakat doğum sonrası psikozu yaşayan kadınların mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve tıbbi yardım alması gerekmektedir.
Lohusa Sendromunda Eşlere ve Yakınlara Düşen Görevler Nelerdir?
“Eşim,kızım lohusa sendromu geçiriyor ne yapmam gerekiyor?” sorusunun cevabı annenin çevresi ve eşi tarafından oldukça merak edilir.Lohusa sendromu, genellikle ilaç tedavisi gerektirmeden kendiliğinden düzelir. Ama bu süreçte en önemli noktalardan birisi de, lohusa sendromu yaşayan anneler; aileleri ve sağlık personelleri tarafından desteklenmeli, bu sorun ile nasıl baş edecekleri konusunda bilgilendirilmelidir. Çünkü lohusa sendromunun atlatılmasında sosyal desteğin önemi çok büyük ve önemlidir.
Lohusa sendromu ne kadar sürer sorusu da sık merak edilen sorular arasındadır. Fakat bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Kimisi bu sendromu hafif yaşarken veya yaşamazken, kimisi ilaç veya psikoterapi desteği alacak duruma kadar gidebilir. Bu dönemde annenin hatta bebeğin en kolay ve sağlık şekilde atlatması için özellikle eşi, kendisi, daha sonrasında çevresi tarafından alınması gereken bazı önemler vardır. Bu önemler;
- Anneyi anlamaya çalışın, yeni bir bebek dünyaya getirmenin verdiği değişime her iki tarafında alışması için sabırlı olun.
- Annenin yaşadığı ani duygu değişiklikleri,ağlama krizleri,aşırı duygusallık gibi durumlara hazırlıklı olun ve onu eleştirmeyin.
- Bebeğinizle bağınızı kuvvetlendirmek için biberonla besliyor olsanız bile cildinizin onunkiyle temas halinde olmasını sağlayın. Bu temas anne-bebek arasında güveni ve tanımayı sağlayacaktır.
- Anneye karşı hassas olunmalı, kaygılarından kurtulabilmesi için onun yalnız olmadığı hissettirilmelidir.
- Eşinizle empati kurmaya çalışın, iletişim konusunda açık olun.
- İsteklerinizi ve düşüncelerinizi sakince dile getirin, bu dönemde sinirli olmak herkes için oldukça yıpratıcı olacaktır.
- Bebebeğin bakımına yardımcı olun, anneye yüklenen sorumluluğu hafifletecek desteklerde bulunun.
- Annenin fiziksel ve duygusal olarak kendine zaman ayırmasını sağlayın.
- Bebeğin uyuduğu vakitlerde annenin de uyuması veya dinlenmesini sağlayın.
- Bu süreçte beslenme şekline dikkat edilmelidir. Özellikle alkol ve kafeinli içeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Lohusa Depresyonu Tedavisi
Lohusa depresyonu tedavisi, üç çeşitten oluşmaktadır.
- Psikoterapi
- Antidepresan ilaç tedavisi
- Antipsikotik ilaç tedavisi
Lohusa depresyonu eğer hafif belirtiler gösteriyorsa genelde ilaçsız olarak atlatılabilmektedir. Bu üç yöntem arasından en çok kullanılan yöntem, psikoterapidir. Bu psikoterapi sürecinde depresyon izmir bireysel terapi yöntemi uygulanarak ilaçsız olarak atlatılabilmektedir.
Eğer siz,eşiniz veya bir yakınınız lohusa sendromu belirtileri gösteriyorsa veya bu durumdan şüphe ediliyorsa mutlaka hem bebek hem de anne için bir psikolog izmir ile görüşülmelidir. Online psikolog için de bizimle iletişime geçebilir ve bireysel terapi izmir ile anneye hatta belki babaya yönelik terapi hizmeti alabilirsiniz.
Son yorumlar