EĞİTİM BAŞARISINI ARTTIRMADA AİLENİN ROLÜ
Anne babanın, gencin eğitim başarısı konusunda yapabilecekleri ,“katkı” ve “yardımla” sınırlıdır. Temel kural yardıma ihtiyacı olanın yardım istemesidir. Bu nedenle ona yapmak istediğiniz yardımlarda onunla işbirliği içinde olmanız ve onun, söyledikleriniz ve yapmak istedikleriniz konusunda ikna olması ve inanması esastır. Geçmişte başarı çok çalışmak iken, şimdi ise başarı etkili çalışmak olarak tanımlanmaktadır.
Etkili çalışmak, zamanı, belirlenmiş öncelikler doğrultusunda programlı olarak kullanmaktır. Etkili çalışmak için dinlenmeye, eğlenmeye, dostlarla vakit geçirmeye de gereksinim vardır. Eğitim başarısı ders başında ne kadar zaman geçirildiğine değil, çalışılan konudan öğrencide geriye ne kaldığına bağlıdır.
Çalışma ile ilgili önemli ilkeler vardır. Bunlar:
Öğrenci problem çözerken çözüme ulaşıncaya kadar ara vermemesi, (en fazla 40 dakika)
Çalışmadan sonra 10 dakika tekrar, 10 dakika mola vermesi
Gece yatmadan öğrendiklerini 10 dakika tekrar etmesi
Notların tekrar yazılması veya çalıştıktan sonra notların tekrarı ve hızla gözden geçirilmesi
Çalışma zamanının, çizelgeli çalışma programına göre planlanması
Çocuğunuza uygun çalışma ortamı hazırlamak için 18-20 derece oda ısısında derli toplu bir oda ya da köşe, sessiz ve ışığı yeterli düzeyde çalışma masası ve malzemelerin düzenli bir şekilde masanın üzerinde durmasıdır.
Çocuğunuzun Yanlış Çalışma Alışkanlıkları:
TV izleyerek ya da müzik dinleyerek çalışmak,
Yatarak, uzanarak çalışmak,
Çalışırken atıştırmak,
Posterle dolu bir oda,
Çalışmayı sürekli erteleme alışkanlığı,
Önemsiz işlere verimsiz saatleri harcamak,
Programsız çalışmak olarak sayılabilir.
Ebeveynlerin yaptıkları yanlışlara bakacak olursak;
Yüksek başarı beklentisi, çocuğun eleştirilmesi, ad takılması, dayak vs. gibi cezalarla eğitilmesi, çocuğu başkalarıyla kıyaslama, çocuğun sınırlarını zorlama, başarısızlığı ceza ile bağdaştırmak, hayatın “amacını” sorgulayıp sürekli çalışmasını hatırlatmak.
Çocuklarınızın başarıya ulaşmaları için düzenli aile hayatı, problemleri kabullenmek, sosyallik konusunda model olmak, ergeni iyi tanımak, yaratıcılığını desteklemek gerekir.
Olgun insanlar yetiştirebilmek için ebeveynlerin de olgun olması, olumlu benlik duygusuna sahip olması, yani yapıp yapmayacaklarının, sınırlarının farkında olması gereklidir.
Olgun biri diğerleriyle hem yakın hem de genel ilişkilerde sıcak bağlar kurma yeteneğine sahiptir. Dış gerçeklerle bağlantı içinde düşünür, hareket eder yani durağan değildir, değişikliklere uyum gösterir ve kendini yeniler. Değiştiremeyeceği durumu kabullenir ve soruna o noktadan yeni bir çözüm arar.
Unutmayın, “Hoşgörü, karşımızdakini istediğimiz gibi olmaya zorlamak değil, kendi istediği gibi mutlu olmasına imkan verme büyüklüğüdür.”
DERS ÇALIŞMA KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLAR
Tüm imkanları olmasına rağmen bir öğrencinin ders çalışma konusunda isteksiz ve motivasyonsuz olması özellikle veliler ve öğretmenler kanalıyla önümüze gelen en büyük problemlerden birisidir. Öğrencilerin derslerine yönelik motivasyonlarını olumsuz etkileyen etmenlere bakacak olursak;
1) Öğrencinin yapamayacağına ve başarısız bir öğrenci olduğuna inanmış ya da inandırılmış olması.
2) Ailenin bu konudaki tüm sorumluluğu almış olmasından dolayı öğrencinin herhangi bir sorumluluk almak istememesi ya da almaması, yani, bir anlamda bu problemden kendisini yalıtmış olması.
3) Öğrencinin büyük bir başarı korkusu duyması.
Tüm bu problemlerin giderilmesi konusunda öğrenci, veli ve öğretmenler ile görüşmelerin yapılması ve buna göre çözümler aranması yararlı olacaktır.