EVLENME KARARI ALMADAN ÖNCE KARŞINIZDAKİ KİŞİYİ DAHA İYİ TANIMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Evlenme kararı almadan önce karşınızdaki kişiyi daha iyi tanımak çok zor bir iştir. Evlenme kararı nasıl verilir, evlilik kararı alırken nelere dikkat edilmeli soruları ile çok sık karşılaşıyoruz. Evlenme kararı almak ve evlilik kararı öncesi eş adayınızı tanımak gerçekten çok zordur. Çünkü insanları tüm yönleri ile tanıyabilmemizin önünde bazı engeller vardır. Bu engellerden bazıları bizimle ilgiliyken, bazıları da tanımaya çalıştığımız kişi ile ilgilidir.
Yazımızda Yrd. Doç. Dr. Uzman Psikolog Hatice TOPÇU ERSOY’un evlilik kararı ile ilgili önerilerini okuyabilirsiniz.
Evlilik kararı vermeden önce eş adayımızı tanımamızın önündeki kendimizle ilgili engellerin en başında onu istediğimiz şekilde görme eğilimimiz gelir. İçimizde idealize ettiğimiz sevgiliyi bu kişide görme ihtiyacı içinde olduğumuzdan, partnerimize onda olmayan özellikleri yükleyebiliriz. İnsanlar sıcak duygular hissettikleri kişilerdeki kusurları ya da eksiklikleri görmekten kaçarlar. Çünkü eğer bu gerçeklerle yüzleşirsek bize çok zor bir karar vermek düşecek. Olumsuz taraflarını gördüğümüz halde onunla kalacak mıyız, yoksa onu terk edecek miyiz? Bu kararların her ikisi de oldukça zordur. Bu nedenle görmezden gelmek daha kolay gibi görünür. Oysa bu durumun bedeli ileride çok ağır biçimde ödenecektir. Hayal kırıklığı, pişmanlık ve mutsuzlukla…
Ancak bildiğimiz bir gerçek var ki, insanlar yakın zamanda ve hemen ortaya çıkacak sonuçlarla ilgilenirler. Örneğin; sigaranın uzun vadede yavaş yavaş öldürdüğünü bilse de birçok insan şu an aldığı keyif, haz ve rahatlamanın peşinde olduğu için acı gerçeği yok sayma eğilimindedir. İşte tıpkı bunun gibi evlilik öncesinde de birçok insan karşısındaki kişinin birçok olumsuz yönünün farkında olsa bile ileride nasıl olsa düzelir, bir şekilde hallederiz düşüncesi ile bu problemlerin çözümünü bilinmeyen bir tarihe erteler. Ne yazık ki o zaman bir gün gelir ve insanlar korktukları gerçeklerle yüz yüze kalırlar.
Birlikte olduğumuz kişiyi, evlilik kararı vermeden önce gerçekten tanıyabilmemizle ilgili diğer engeller de bu kişinin kendisinden kaynaklanan engellerdir. Örneğin partnerinize şu soruyu sorsanız: “Eğer sana bir kişiye ya da kuruma verilmek üzere bir milyon TL verselerdi, parayı ulaştırman gereken yere teslim eder miydin, yoksa kendine mi saklardın?” Bu soruya birçok insan içinden geçen cevabı vermek yerine yapılması gereken şeyi söyleyerek cevap verir. Yani “tabi ki gereken yere parayı verirdim” der oysa biliyoruz ki bazı insanlar bunu yapmasalar bile en azından akıllarından bu parayı kendilerine saklamayı geçirirler. Ancak insanlar birçok durumda kendilerini gizleme ve daha iyi gösterme eğiliminde oldukları için dürüst davranmazlar. Bu cevaptan da ipucu yakalamak mümkündür. Aklından geçeni söyleyebilme cesareti olup olmadığını ve ne kadar kendisini gizleme yoluna başvurduğunu görme şansımız vardır. Eğer kişi şu cevabı verirse: “aklımdan bu para bana kalsa ne kadar iyi olurdu diye geçirirdim ancak yine de parayı gereken yere teslim ederdim” Kendisini doğru biçimde ortaya koyma konusunda cesaretli olduğu sonucuna varabiliriz.
Aslında bu durum evlilik öncesi ilişkilerde sıklıkla yaşanan bir durumdur. İnsanlar kendilerini oldukları gibi değil olmak istedikleri gibi gösterme eğilimindedirler. Örneğin bazı bireyler çok nadiren uğraştıkları ya da hiç uğraşmadıkları halde düzenli olarak sportif ya da sanatsal etkinliklerde uğraştıklarını söylerler. Bu duruma biz uzman olarak yaklaştığımızda gerçeği yansıtmayan bu ifadeyi yalan olarak değerlendirmek yerine kişilerin ilişkilerin başında kendilerini olumlu sunma eğilimi olarak bakıyoruz.
Bu duruma psikoloji literatüründe olumlu benlik sunumu denir. Her insan farklı düzeylerde olmakla birlikte benlik sunumu yapar. Bu nedenle insanların ilişkilerin başında karşısındaki kişi hakkında olumlu bir değerlendirme yapmaları için acele etmekten kaçınmaları gerekir.
Evlilik kararı vermeden önce doğru değerlendirme yapabilmek için insanların beraber oldukları kişiye sormaları gereken bazı sorular vardır. Bu soruların doğru biçimde sorulması ve cevapların doğru hatırlanması büyük önem taşır. Eğer bu cevaplar arasında kişiyi huzursuz eden ifadeler varsa evlilik danışmanı ile görüşerek, kişi endişeleri üzerinde çalışmalı ve doğru kararı vermek için üzerine düşen sorumluluğu alabilmelidir.
Evlilik kararı almadan önce partnerinize şu soruları sorun:
* Bende sana ailenden ve geçmişinden birilerini hatırlatacak özellikler görüyor musun?
* Benim hangi açılardan başarılı olduğumu düşünüyorsun? Bu açılardan kendinle benzerlikler buluyor musun?
* Hiç çok sevdiğin birini kaybettin mi? Bu kaybınla baş etmeyi nasıl başardın?
* En çok korktuğun şey nedir? Bu korkun nedeniyle yapmak istediğin şeyleri yapamadığın olur mu?
* Sabahları neşeli misin yoksa asık suratlı mısın?
* Sezgilerin ne kadar sıklıkla doğru çıkar? En son ne zaman sezgilerin seni yanıltmıştı?
* Hangi beceriyi kazanmak istediğin halde şimdiye kadar bunu başaramadın? (gitar çalmak, yabancı bir dil öğrenmek gibi)
* Toplum önünde konuşmak seni korkutur mu? Bu konuda fazla tecrüben oldu mu?
* Çok üzüldüğün zaman nasıl tepki gösterirsin?
* Sence birinin öfkesini fiziksel yoldan göstermesini mazur kılacak bir durum olabilir mi? Eğer öyleyse hangi durumlarda ve nasıl?
* Sevdiğin birinin ölümü, işinden kovulma ya da benzeri büyük bir hayal kırıklığı durumuyla nasıl baş edersin?
* Biri seni eleştirdiğinde tipik reaksiyonun ne olur?
* En çok hangi konularda bencil davranırsın?
* Acil durumlarda sakin ve mantıklı şekilde reaksiyon gösterebileceğini düşünüyor musun? Şimdiye kadar karşılaştığın acil durumlar neler olmuştur?
* Beslediğin bir hayvan öldüğünde nasıl hissetmiştin?
* Tekrar tekrar gördüğün bir rüyan var mı? Nedir?
* Hangi duygunu kontrol etmekte en çok zorlanıyorsun?
* İfade etmekte en çok zorlandığın duygun hangisidir?
* Benim bir kriz durumuyla nasıl baş ettiğimi düşünüyorsun?
* Eğer bir konuyla ilgili her şeyi öğrenmen söz konusu olsaydı bu konu ne olurdu?
* Biri senin mutlu olduğu ve mutsuz olduğunu nasıl anlayabilir?
* Düzenli bir insan mısın?
* Eğer bir yangında evin ve sahip olduğun her şeyi kaybetsen ne yaparsın?
* Eğer yangından üç şeyi kurtarman mümkün olsa bu üç şey ne olurdu? (Bu arada evde kimsenin olmadığını düşünerek cevap ver?
* Eğer çok becerikli bir yazar olsaydın ve yazdığın kitabın 100bin satması garanti olsaydı hangi konuda yazardın?
* Mevsimlerden seni en çok mutlu eden biri var mı? Varsa eğer, bunun nedenini biliyor musun?
* İsmini seviyor musun? Farklı bir ismin olsun istedin mi hiç? Eğer istediysen bu isim neydi?
* Hasta olduğunda ve kendini kötü hissettiğinde, yalnız olmayı mı tercih edersin, yoksa birisi tarafından şımartılmak, bir yakınını yanında mı istersin?
* Hayatında yaptığın en düşünceli, şefkatli şey neydi?
* Hiç eşinin bir çocuk ya da bir ev hayvanına daha fazla zaman, ilgi ve sevgi verdiğini düşündün ve kıskançlık hissettin mi?
* Etkili olmak için bir şeyleri abartmayı sever misin?
* Başka bir milletten olmak isteseydin, hangi ülkede doğmuş olmak isterdin?
* Eğer bütün arkadaşlarına istediğin gibi bir eğlence düzenleyebileceğin kadar çok paran olsaydı nasıl bir eğlence düzenlerdin?
* Gündüzleri mi yoksa geceleri mi yaşarsın? Yoksa arada bir yerde misin?
* Sakin, sevgi dolu, tutarlı bir evlilik mi tercih edersin yoksa heyecan, çılgın zamanlar geçirdiğin bir evlilik mi?
* Düşüncelerin, eylemlerin ve inançların açısından kendini oldukça tipik bir kadın/erkek gibi görüyor musun?
* Değişikliğe kolay uyum sağlayan biri misin? Bir kaç örnek verir misin?
* Kimi zamanlar bir çocuk kalbi taşır mısın? Ne türden “çocuksu” şeyler yapmayı düşünürsün?
* Genellikle kötümser misin, iyimser misin yoksa gerçekçi misin?
* Ne sıklıkta ağlarsın? Ne tür durumlar seni ağlatır?
* Kendini güvende ve emin hissettiren şeyler nelerdir?
* Düşündüklerini konuşmadan önce analiz eder misin? Yoksa düşünce ve fikirlerin, üzerinde düşünmeden mi çıkıverirler ağzından?
* Kendini bir barışsever olarak mı yoksa sorun çıkaran biri gibi mi görüyorsun?
* Ne tür sosyal ortamları tercih edersin, küçük grupları mı yoksa büyük partileri mi?
* Bir partide herkesin gözü üzerinde olsun, herkes seni izlesin mi istersin, yoksa yakın bire bir sohbetleri mi tercih edersin?
* Daha çok içe dönük müsün yoksa dışa dönük müsün? Bu çevrendeki insanlara göre değişiyor mu?
* Hiç kavgaya karıştın mı, ya da kimseye vurduğun oldu mu? Genellikle kavgaları sen mi başlatıyorsun? Hangi nedenlerle kavga edersin?
* Bazı dönemlerde gerginlik yaşar mısın? Bu gerginlik hafif mi seyreder, yoksa şiddetli mi? Duygu durumun nasıl değişir ve kaç gün sürer? Bu gerginlik döneminde sana nasıl davranılmasını istersin?
* Otostop yapanları alır mısın? Ne tür insanları alırsın?
* Düşünce ve duygularını genellikle kendine mi saklarsın yoksa paylaşır mısın?
* Hiç tepenin attığı, kontrolünü kaybettiğin olur mu? Bu durumda nasıl davranırsın?
* Dilenciye para verir misin, ya da yardıma muhtaçlara karşılıksız yardım yapar mısın? Neden?
* Seni en çok neşelendiren şeyler nelerdir?
* Karar verirken en son söz mantığın mı yoksa duyguların mı olmalıdır? Neden?
* En çok hangi durumlarda kendini huzurlu hissedersin?
* Bir erkek ya da kadın olmanın en iyi tarafı sence nedir?
* Mekanik bir düşünce biçimin olduğunu düşünüyor musun?
* Eğer başbakan olmanın yolu senin için açık olsaydı, bunu dener miydin? Eğer olabilseydin ülkede en çok geliştirmek isteyeceğin üç şey ne olurdu?
* İnsanlara sarılmaktan ya da insanların sana sarılmasından hoşlanır mısın?
* Hayatın boyunca yaptıkların içinde kendinle en fazla gurur duyduğun beş şey nedir?
* Hatırlayabildiğin en duygusal anın nedir?
Tüm bu soruları sorduktan sonra karşınızdaki kişinin kendisi ile ilgili bilgileri verirken ne kadar dürüst davrandığını anlama şansınız vardır. Herkes için geçerli olan bazı durumlara bile kendisini iyi göstermek için gerçekçi olmayan cevaplar verip vermediğini görmek çok önemlidir. Örneğin “çok kızdığında içinden küfür etmek geldiği hiç oldu mu?” sorusuna hayır cevabını veriyorsa kişi kendisindeki küçük kusurları kabul edebilme becerisinden yoksun demektir. Bu durumu o kişi hakkından değerlendirme yaparken mutlaka göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü kusurlarını ya da eksikliklerini kabul edemeyen bireyler eleştiriye kapalıdır ve kolayca suçlanmış hissederler. Kendisi ile ilgili söylenen birçok şeye alınıp, kırılabilirler, bunun ardından duygusal olarak uzaklaşabilirler ve bu durum ilişkide güçlüklere yol açabilir. Bu nedenle ilişkilerinde sorun yaşama olasılıkları yüksektir.
Kişilerin bireysel alanda ve ilişkileri ile ilgili yaşadıkları sorunlar için çözüm bulmak çoğu kez mümkündür. Eğer kişiler sorunlarla kendi kendilerine başa çıkmakta zorlanıyorlarsa uzman bir evlilik terapistine başvurmalıdırlar.
Yrd. Doç. Dr. Hatice TOPÇU ERSOY
Uzman Psikolog
Evlilik ve Aile Terapisti