Mutlu Evlilikler Üzerine
“Mutlu bir evlilik var mıdır?” veya “Sonsuza kadar mutlu yaşadılar sözü gerçek midir?” gibi sorular sıkça sorulmaktadır. Hayatımızda tek bir duygunun olması ve iniş çıkışların olmaması bize hayatta olduğumuzu hissettirmez. Elbette her evlilikte bazı kötü günler de olacaktır. Burada asıl mesele evlilikte o kötü günlerin ne sıkılıkta ve hangi uzunlukta var olduğudur.
Sağlıklı bir evlilikte 3 ayak vardır. Bunlar : sevgi ve şehvet, saygı ve nezaket, güven ve sadakattir. Bu üç ayağı sağlam tutacak şey ise pozitife odaklanabilmek ve ilişki kurabilmektir. Şimdi 10 üzerinden bir puanlama yapacak olsanız kendi evliliğinizde bunların ne kadarının mevcut olduğunu düşünün.
Peki neden iyi başlayan bir ilişki, çekilmez bir hal alabiliyor? Burada aslında bireyler genellikle ya kendilerini evrenin merkezinde olarak görüyor ya da partnerlerini bu merkeze yerleştiriyorlar. Birbirlerini eşit birer ortak olarak çoğu zaman görmüyorlar. Merkeze ilişkiyi koymayabiliyorlar. Bunu sonucunda bireylerin geçmiş yaşantılarına dair çözülmemiş bütün sorunlar ilişkinin gündemi haline gelebiliyor ve bireyler bir başkasının yaratmış olduğu geçmiş yaşantıları veya travmaları bazen partnerlerinin çözmesini bekleyebiliyor bu da aslında imkansız bir şey. Tabi ki her birey bir ilişkinin içine doğar ve bu ilişkiden zaman zaman yara alarak büyür ancak ilişkiler olmadan iyileşmek de imkansızdır. Yani ilişkiler hem yara bandımız hem de yaramızdır.
Bir evlilikte en büyük iyileştirici empati yeteneğidir. Empati yapabilmek için kendi zihnimizi tamamen boşaltarak, hiçbir yargıda bulunmaksızın karşımızdakini dinlemeli, onu anlamaya çalışmalıyız. Bu aslında “olgun sevgi”nin de temelidir ve içinde dikkat, kabul, takdir, merhamet ve kişinin kendi olmakta özgür olmasını barındırır.
Temel olan şey eşlerin yaşamdan, evlilikten, gelecekten ne beklediklerini bilmeleri bunları gerçek ve somut beklentiler haline getirmeleridir. Beklentileri somut hale getirmek için bir örnek vermek gerekirse; “Bana zaman ayırmanı istiyorum.” demek yerine “Cumartesi akşamları seninle benim sevdiğim şu X restoranında yemek yemek istiyorum. ” cümlesi kullanılabilir. Yani beklentinin kiminle, nerede, ne zaman gerçekleşeceğinin somutlaştırılması o beklentiyi gerçekleştirecek kişiye bir yol gösterir. Burada “O düşünsün, ben söylemeyeyim.” kalıbı sıklıkla devreye giriyor. “Ben söyledikten sonra anlamı yok.” cümlesi sıkça tekrarlanıyor. Oysa asıl sizi dinleyen, sizi anlayan ve sizi önemseyen bir kişi isteklerinizi ciddiye alır. Siz belirttikten sonra eşinizin yaptığı şeyler sizi önemsediğini gösteren önemli ipuçlarıdır. Mutluluğun resmini çizmek yani onu somutlaştırmak gereklidir. Bu kolay değil ancak işe yarayan bir yöntemdir.
Bazen çiftin etkileşimi iki bireyin birlikte çözemeyeceği kadar bozulmuş olabilir. Evlilik danışmanlığı çift arasında yoğunlaşan sorunları çözmek için vardır. Danışmanlıkta temel amaç çatışmayı azaltmak, çiftlerin keşke ’si en az olan kararı vermelerine yardımcı olmaktır. Neyin iyi gitmediğinin anlaşıldığı, ne yapılırsa ve ortak hangi çaba gösterilirse işlerin yoluna girebileceğinin tartışıldığı, konuşulmayanın konuşulduğu bir süreçtir. Evlilik danışmanlığı, evliliği kurtarma değil doğru bir karar almayı temele alır. Ciddi derecede hasar almadan destek almak, bazen bozulan ilişkiyi onarabilir hatta eskisinden daha sağlam bir hale getirebilir.